21 Haziran 2011 Salı

KELDÂNÎ BÜYÜSÜ

ALLAH'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Perdamaian ALLAH, rahmat dan berkah atasmu. GOD's peace, mercy and blessings be upon you.
KELDÂNÎ BÜYÜSÜ
Keldâniler, Hz. İbrahim (as)’ın peygamber olarak gönderildiği millettir. Bunlar, gök cisimlerinden olan yedi yıldıza tapıyorlardı. Bu yedi yıldız haftanın günlerine denk gelen yedi gezeğendi. Pazar gününün yıldızı Güneş, Pazartesi gününün yıldızı Ay, Salı gününün yıldızı Merih/Mars, Çarşamba gününün yıldızı Utarid/Merkür, Perşembe gününün yıldızı Müşteri/Jüpiter, Cuma gününün yıldızı Zühre/Venüs, Cumartesi gününün yıldızı Zühal/Satürn idi. Yeryüzünde meydana gelen her olayın bu yedi yıldızın etkileri ile gerçekleştiğine inanılıyordu. Bu yıldızların her biri için bir heykel dikilmişti. Yıldızlar adına bu heykellere tapılıyordu. Fakat her gün bu yıldızların hepsine birden değil de, hangi günde iseler, yalnızca o günün yıldızına tapıyorlardı.
Yıldızlar adına heykeller dikip tapınma geleneğini Eski Yunan ve Roma’da da görüyoruz. Aryanilerin de buna benzer tapınma biçimleri vardı. Keldânilerin merkezi Bâbil şehri, Mezopotamya bölgesinde kurulan pek çok devlete başkentlik yapmıştı. Hemen hepsinde de yıldızlara tapınma geleneği bulunuyordu. Göklere yükselen görkemli tapınaklar, aynı zamanda yıldızların hareketlerinin izlendiği birer gözlem evi idi.
Yıldızlara tapınma zamanla bir çeşit büyü ayinleri biçimine döndü. Tapılan putların iyiliklerini çekme ve kötülüklerini uzaklaştırma amacıyla yapılan ayinler, cin ve şeytanların da işin içine karışmasıyla daha da gizemli bir duruma geldi. Halk ve rahipler yıldızlarla iletişim kurduklarına inanıyorlardı. Oysa onlarla iletişim kuranlar yıldızlar ve yıldızlar adına dikilen putlar değil, cin ve şeytanların ta kendileri idi.
Daha sonra yıldızlara ve yıldızlar adına dikilen putlara tapınma, putperestliği yasaklayan Yahudilikte biçim değiştirdi. Putlar ve onlara tapınma tümüyle ortadan kalktı. Bunların yerine yıldızların ruhâniyetlerine tapınma dönemi başladı. Müslümanlar, yıldızları, yıldızların etkili olduğu günleri ve yıldızların ruhâniyetlerini olduğu gibi kabul ettiler. Buna ek olarak hangi yıldızın hangi gök katında bulunduğunu belirlediler. Sonra gök katlarında makam tutan peygamberleri ve ruhâniyetlerin adlarını, bu ruhaâniyetler aracılığı ile inen ilimleri eklediler. Ruhâniyetleri indirme ve onlardan yararlanma yollarını sistematik bir biçimde ortaya koydular. Tüm bu bilgileri içine alan kitaplar yazdılar. Bu kitaplardan bir kaçının adını bilgi amacıyla veriyoruz.
1. es-Sırru’l Mektûm fî Muhâtabâti’n Nücûm, Fahreddin Râzi.
2. Kitâbü Ğâyeti’l Hakîm, Mesleme b. Ahmed el-Mecrîti.
3. Kitâbü’t Timâvüs fî ilmi’s Sihr alâ tarîkati’l Yunân, Aristotales.
4. Şemsü’l Meârifü’l Kübrâ, Ahmed el-Bûni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder