BÜYÜNÜN İÇ YÜZÜ VE ÇİRKİNLİĞİ
Geçmiş konulardan da anlaşılacağı gibi büyü fenomenleri, büyücülerin eliyle gerçekleşen bir takım sıra dışı olaylardır. Büyücüler, içinde yaşadıkları toplumun inanç kültürüne uygun olarak bir takım yöntemler geliştirip uygulamaya sokmuşlardır. Müslüman toplumlarda büyü ile uğraşan kimseler, diğer toplumların yöntemlerinden hem etkilenmiş hem de yararlanmışlardır. Hind büyüsü, Babil büyüsü, Yunan büyüsü ve Yahudi Kabala büyüsü bunlardandır. Hemen hepsinin de yöntemi çok az farklarla birbirlerine benzer. Amaç, cin ve şeytanlara dua etme ve onları adları ile anma ve çağırma, gizlilik temeline dayanma, uzun süre yalnız çalışma, bazı besinlerden uzak kalma veya oruç tutma büyücü yöntemlerinin vaz geçilmez şartları arasında yer alır. Putperestlikten tümüyle farksız olan bu durum açık bir küfürdür. Müslüman olmayanların bu konuda kaybedecek bir şeyleri olmadığı için cin ve şeytanlarla iletişime girmeleri ve onlardan yararlanmaları son derece kolay gözükmektedir.
Bir müslümanın, riyâzet şartlarını yerine getirerek cin ve şeytanlardan yararlanması o kadar kolay değildir. Alacağı yardımların karşılığını ödemek zorundadır. Bu karşılık ise Allah’a olan imanıdır. İş imanın gitmesi ile de kalmaz. Ne kadar çirkin işler varsa bunları da yerine getirmek yapılan anlaşmanın şartları arasında yer alır.
Bununla birlikte cin ve şeytanlar, verdikleri sözde durmaz ve büyücünün isteklerini yerine getirmezlerse ne olur? Şurası kesindir ki, bu durum karşısında büyücünün, anlaşma yaptığı cin ve şeytanlara karşı her hangi bir yaptırım gücü yoktur. Büyücü, anlaşma yaptığı cin ve şeytanlara söz geçirememenin çaresizliğine mi yansın, yoksa kendisinden soyulup alınan imanına mı?
Evet, insanları şaşkınlığa uğratan büyü fenomenleri, konunun iç yüzünü bilmeyenlere çok ilgi çekici gelebilir ve bunları gerçekleştirme hevesine de kapılabilirler. Öyle ise aşağıdaki satırları iyice okusunlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder